11 Temmuz tarihli polis operasyonunu müteakiben, kamuoyunun cinsel suçlarla ilgili duyarlılığı nedeniyle, çeşitli cinsel içerikli iftiralar, kasıtlı olarak en yüksek sesle dile getirilen iddia olarak ön plana çıkarılmıştır. Bunlar, Sayın Adnan Oktar’ın ve TBAV camiası mensubu arkadaşlarımızın güya bazı (reşit ve reşit olmayan) bayanları taciz ettiğine dair bir takım uydurma iddialardır.
Söz konusu iddialar sadece sözde mağdur ve müştekilerin husumet hisleriyle verdikleri soyut beyanlarına dayalı olup gerçeklikle uzak yakın ilgisi bulunmamaktadır. Üstelik bu iddiaların ortak özelliği ise her nedense on yıllar öncesine dayanıyor olmasıdır.
Bu iddiaların neden geçersiz olduğuna dair esas ve usul bakımından çok detaylı ve kapsamlı beyanlarımızı ve sözde mağdur/müştekilerin alenen yalan söyleyerek iftira attıklarına dair delil ve tanıklarımızı (dosyadaki gizlilik kararına rağmen basına ve müştekilere yalan-yanlış servis yapılıyor olması nedeniyle) ilerleyen aşamalarda ortaya koyacağız.
Bu kitapta ise sözde mağdur ve müştekilerin cinsel suçlar işlendiğine dair uydurma iddialarının neden geçersiz olduğuna ilişkin beyanlarımızı şu 4 ana başlık altında sunuyoruz:
1. Adnan Oktar’dan güya taciz gördüğünü iddia eden sözde mağdur/müştekilerin tamamı, Sayın Oktar ve arkadaşlarımıza husumet besleyen kişilerden veya bunlar tarafından şikayetçi olmaya zorlanan kişilerden oluşmaktadır.
2. Adnan Oktar’dan güya şiddet ve taciz gördüğünü iddia eden mağdur/müştekilerin büyük bir çoğunluğunun iddiaları 1990 ve 2000’li yıllara dayanmaktadır. Bir kısım mağdur/müşteki ise yasal şikâyet sürelerinin bitiminden sonra şikayette bulunmuşlardır.
3. Müştekiler camiamızı hukuken zor durumda bırakmak ve oluşacak kamuoyu infialinden yararlanmak için uydurdukları cinsel suç senaryosunu özellikle sözde mağdurun reşit olmadığı tarihlerde gerçekleşmiş gibi kurgulamışlardır.
4. Adnan Oktar’dan güya taciz gördüğünü iddia eden müştekilerin tamamı her nasılsa aynı (cinsel suçlarla ilgisiz) emniyet birimine, aynı tarihlerde, aynı kes-yapıştır senaryolarla şikayetçi olmuşlardır.
Şimdi her bir başlık hakkında ve bu yazımızda sunabileceğimiz hukuki çerçevede açıklamalarımızı aktaralım.