İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na kayıtlı 2019/313 E. sayılı davada sanıkların ifade verme işlemleri devam ediyor. Sanıklar 27.09.2019 tarihinde verdikleri ifadelerde müştekilerin iftiradan ibaret suçlamalarını ve yaklaşık 15 aydır haklarında yapılan asılsız haberleri çürütecek somut, ikna edici ve delilli beyanlarda bulundular. Bu beyanların bir bölümü aşağıda yer almaktadır:
MEHMET MURAT ATMACA VERDİĞİ İFADESİNDE;
Allah diyor ki, “sabah akşam Allah’ın rızasını arayanlarla birlikte sen de ol” diyor. Ben genelde ticaretle uğraşıyorum. Akşam buluşacak bir yerimiz olmasa ben nereye gideceğim. Ben oraya güzel yemek yemeye dahi giderdim, film seyretmeye gittiğim oldu. Asker gibi giderdi, devriye atardı diye bir şey yok, biri göstersin biri kenarda durur nöbet tutardı kabul ederim, yok böyle bir şey.
Talimatla silahlanan örgüt iddiasına bir şey diyeceğim. Kaç tane silahlı var ben bilmiyorum. Ama herhalde 20-30. Bak diğerleri o zaman uymamış talimata! Kabul edilecek gibi değil. Açık bir çelişki var.
Ben ticaret yaparım. Kendi adıma yaparım başka biri adına yapmam. Burada çoğu kişi ticaret yaptığımı bilmez. Burada ticaret imamı denen kişilere sorsanız benim ne iş yaptığımı bilmez böyle örgüt, imam olur mu.
İsmi hatırlamıyorum. Müşkeki Yıldız Arık ya da kardeşi. Kaçma hikayesi anlatıyor. Taksiyi çağırdım, binip gittim diyor. Böyle mi olur kaçma. Nöbetçileri uyuttum falan olması lazım. Ya da Arda da eşyalarımı topladım gittim diyor. Demek ki gidiliyor.
Diyanet şimdi Mehdilik hadislerini kitaplardan çıkarıyor diye duydum. Neden çıkarıyorsun? Peygamberin sözü madem bu, Peygamber –haşa- boş mu konuştu?
NECATİ KOÇ İFADESİNDE;
Fuat Selvi benimle geldi 4 saat konuştu. Çok ağır sorular sordu ve psikolojik telkinlerde bulundu. Dedi ki bana, örgütlü dosyalarda TCK işlemez, tek çıkış yolu itirafçılık dilekçesi vermek, bu dosyada sizi tenzih ediyorum savcı ve hakimlerin de gücü yok, Türk hukuk sistemi kötü oldu, Adnan Oktar grubunu bitirmek isteyen birileri var, bu dosyadan kyok ve beraat beklemeyin, itirafçı olursanız berat alacaksınız. Neden ayrı şehirlerde kalıyoruz? diye sordum. Savcılık sizi dağıtmak, sizi ayırmak istediği için farklı şehirlere gönderdi. Benim kanaatim Fuat Bey de iyi biri, ama üstünde bir baskı var. “Size gelişimi, aileniz göndermiş gibi söyleyin, başka biri gibi anlaşılmasın” dedi. “Peki anlaşırsam size ücreti nasıl ödeyeceğim?” diye sordum, “siz onu hiç düşünmeyin, onu sizin için düşünenler var dışarıda” dedi.
Biz dini bir cemaat değiliz. Ancak ayet ve hadisleri Kuran-ı Kerim’in bir emri olarak çok sık kullanırız. Herkes çalışır. Ben de 20 yaşımdan beri kendi şirketim var. 24-25 yaşımda büyük ciro yapan bir şirket haline geldim. Genç bir adam nasıl para kazanır, nasıl para harcarsa ben de ona göre yaşadım. Bir arkadaşım, kendi kardeşim benden bir şey istediğinde ya da kendime bir takım elbise aldığımda, Tarık abime de “gel birlikte çıkalım” der aynısından ona da alırım, bu arkadaşlarım için de geçerli hatta kendimden önce ona alırım. Hepsi canımdan çok sevdiğim insanlar.
Emin Koç babamı hayır yapma kisvesi altında kandırmış. Bu durum ani zenginleşmesine bakıldığında da anlaşılır. Nitekim babam bir davada 2006 yılıydı, Emin Koç için villalarını satmak zorunda kaldığını söylemiştir. Zaten dosyadaki ses kayıtlarında babama evleri satma diyoruz. Asıl aile menfaatini koruyan biziz.
Babam Nilüfer ablamı ziyarete gelip, “Ben çok pişmanım, keşke Allah canımı alsaydı da şikayetçi olmasaydım” diyor. Ablam, “özellikle Tarık’ı (Koç) yaktın” diyor. O da “ben kendimi yakarım sizi yakmam” diyor.
İddianamede bir nefret seziliyor. Biz nasıl bunları cezalandırırız, biz nasıl bunları hapiste tutarız fikri olduğu kanaati bende uyandı takdiri size bırakıyorum.
RASİM COŞKUN VARLIBAŞ İFADESİNDE;
Nöbet yok. Silahlı bir yerde bekleme, orayı muhafaza etme, özellikle koruma diye bir şey yok. Emekli astsubaylar lokallere gidiyor. Ben de işten sonra stüdyoya gidiyorum. Benim evim Çengelköy’de. Orayı görseniz nasıl bir arkadaş ortamı olduğunu görürsünüz. Stüdyonun içinde yayın var, içeri giriliyor. Dışarıda da az kişilik bir yer olduğu için çok kere Kandilli’ye arkadaşlarımla yayın izlemeye de gittim.
İlişkiye gir, ecir kazan diye bir mantık olmaz. Birini öldür ecir kazan ile aynıdır. Buna inananın aklından şüphe ederim. Bu isnatları hakaret sayarım.
Biz birbirinden hiçbir çıkarı olmayan, sadece Allah rızası için yaşayan insanlarız. Bu insanlar da sevgiyi bizden istiyorlar. Ben bana yaklaşan her hanıma da böyle yaklaşırım. Ama beyaz atlı prens yaklaşımı oluyor. Ben bu insanla yaşarsam bana bakar, dövmez, kötü davranmaz. Kendi hayat görüşleri, saygı duyarım. Tek isteğim bir kere Allah ı anmaları. Ben burada geçen çirkin cinsel isnatlarla alınmak istemiyorum, imanımla anılmak istiyorum.
Biz örgüt değiliz. Siz örgütün iyisi var kötüsü var dediniz, ama Türkiye de örgüt denince PKK var, FETÖ var. O nedenle biz böyle anılamayız.
Sayın Makamınızın bilgisine saygılarımla sunarız.
ADNAN OKTAR MÜDAFİİ